Kiss the rain -Yiruma ☆彡

30 Ekim 2014 Perşembe

Kahraman Türk Kadınının Kurtuluş Savaşında Vurulma Anı


Cumhuriyetimizin temelinde Türk kadınının çok büyük emeği vardır.Gerek cephe önünde gerekse cephe arkasında vatan uğruna Mehmetçiğe büyük yardımları olan Anadolu kadınlarının hakkı ödenmez.Üzerinde yaşadığımız toprakların değerini bilelim.Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.Allah onlardan razı olsun.Size minnettarız.

29 Ekim 2014 Çarşamba

Kurtuluş Savaşı Görüntüleri - Genelkurmay Arşivinden

Kurtuluş Savaşı Görüntüleri - Genelkurmay Arşivinden

                                         Ne Mutlu ki Cumhuriyet kadınıyım...

Tüm şehitlerimizin ve vatanı için kendini feda eden yüce Anadolu kadınlarının mekanı cennet olsun ...

Kurtuluş Savaşinda Savaşan Kahraman Türk Kadinlari

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının üstünde kadın çalışmasını zikretmeye imkan yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim” diyemez. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Kurtuluş Savaşı sırasında kadınlarımız, Millî Mücadele’ye erkek kadar hizmet etmiş, en zor şartlara katlanmış, cephede erkekle omuz omuza düşmana karşı savaşmış, zaman zaman düşmana esir düşüp işkenceye maruz kalmış ama herşeye rağmen mücadelesine sonuna kadar devam etmiştir.

Türk kadınlarının bir kısmı cephede cesaretle savaşırken, cephe gerisinde olanlar da boş durmamış, kocaları, oğulları cephede savaşırken onlar da bilinçli bir şekilde çeşitli faaliyetleri ile Millî Mücadele’ye aktif olarak katılmışlar, savaş yaralarını sarmışlardır.

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı


Cumhuriyetimizin 91.yılı kutlu olsun.Nice çağdaş yıllar kutlamak dileğiyle...
Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının,tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun...


Cumhuriyet Bayramı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günüTürkiye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta[1] kutlanan bir millî bayramdır.
Cumhuriyet Bayramı'nın kutlandığı ülkelerde 28 Ekim öğleden sonra ve 29 Ekim tam gün olmak üzere bir buçuk gün resmî tatildir. 29 Ekimlerde stadyumlarda şenlikler yapılır, akşam ise geleneksel olarak fener alayları düzenlenir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin onuncu yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku'nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir.

Cumhuriyet öncesi

Osmanlı Devleti, hüküm sürdüğü 624 yılda 36 padişah tarafından yönetilmiştir.
Padişah, şahkralhakanimparatorsultan gibi tek kişiye dayalı yönetim sistemine "mutlakiyet" adı verilmiştir. Mutlakiyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız, tek bir kişidedir.
Mutlakiyetle yönetilen ülkelerde ülkeyi yöneten kişiye yardımcı olması için meclis kurulurdu. Meclis üyeleri halkın isteklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları yönetici tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimi ise "meşrutiyet"tir. Meşrutiyette meclisin yetkileri sembolik düzeyde olabileceği gibi bir cumhuriyetteki kadar geniş de olabilir. Osmanlı Devleti'nde 1876 ve 1908 yıllarında olmak üzere iki kez meşrutiyet ilan edilmiştir.
İkinci Meşrutiyet'in ilanından 6 yıl sonra, 1914'te I. Dünya Savaşı başlamıştır. Dört yıl süren savaş, İttifak Devletleri ile birlikte olan Osmanlı İmparatorluğu'nun yenik sayılmasıyla sonuçlanmış ve Osmanlı toprakları İngiltereYunanistanFransaİtalya gibi devletler tarafından işgal edilmeye başlamıştır.

Cumhuriyetin ilanı

Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Osmanlı hükümeti tarafından, bölgede düzeni sağlaması için devletinin bir gemisi ile Samsun'a gönderilmiştir. Ülkenin çoğu ilindekongreler düzenlemiş ve "Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. Milletin egemenliğini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." ilkesiyle, yurdun her tarafından gelen ulus temsilcilerini 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde toplamıştır. Meclis Mustafa Kemal Paşa'yı 'Meclis Başkanı' seçmiştir. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır. Halk ve düzenli ordular düşman kuvvetlerine karşı savaş vermiş, omuz omuza mücadele etmiştir.
Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasının ardından TBMM 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırmıştır. Padişah Vahdettin, 'vatan haini' ilan edilmiş ve yurdu terk etmiştir.
24 Temmuz 1923 günü İsviçre’nin Lozan şehrindeki Lozan Üniversitesi'nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile İngiltere, Fransa, İtalyaJaponyaYunanistanRomanya,BulgaristanPortekizBelçikaSSCB ve Yugoslavya temsilcileri Lozan Barış Antlaşması'nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile yeni bir devletin temelleri atılmış fakat devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemiştir.
İkinci dönem Büyük Millet Meclisi, 11 Ağustos'ta ilk toplantısını yapmıştır ve 13 Ekim'de Ankarabaşkent ilan edilmiştir. Bu dönemde Atatürk, egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başlamıştı. Atatürk 28 Ekim akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırmış ve "Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz," demiştir.
29 Ekim günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan "Cumhuriyet" önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne vermiştir. Meclis önergeyi kabul etmiştir ve böylece Türkiye Devleti'nin yeni yönetimi biçimi Cumhuriyet, yeni ismi "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlenmiştir. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkcumhurbaşkanı olmuştur. Halk da cumhuriyetin ilanını sevinç ve coşku ile karşılamıştır.
Cumhuriyette, Atatürk'ün de söylediği gibi, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir.

Bayram kabul edilmesi

29 Ekim 1923'te TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası)’nda yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Aynı gece bu ilan, atılan 101 pare top ile kutlanmıştır. 1924 yılında ise cumhuriyetin ilanı şenliklerle kutlanmıştır.
2 Şubat 1925'te, Hariciye Vekaleti'nce (Dışişleri Bakanlığı) düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim'in bayram olması önerilmiştir.[2] Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelenmiş ve 18 Nisan'da karara bağlanmıştır. 19 Nisan'da ise teklif TBMM tarafından kabul edilmiştir. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, 1925'ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başlamıştır.




Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır! 
Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacağı aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.
Mustafa Kemal ATATÜRK






7 Ekim 2014 Salı

KURBAN BAYRAMI




Kurban Bayramı (Arapçaعيد الأضحى; 'Īd al-'Adhā, Farsçaعید قربان; Eid-e Gorbān), Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicceayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayramZilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günlerine 'Eyyâm-ı nahr' (Kesme günleri) ve bir önceki gün olan Zilhicce ayının dokuzuncu gününe Arife denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke'de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.
Kurban Bayramı, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan birçok ülkede dinî bayram olmasının yanı sıra resmî tatil ilan edilir. Ramazan Bayramı ile beraber İslam dinindeki en önemli iki bayramdan biridir.
Hicri takvim bir ay takvimi olduğu için yıllar güneş temelli miladi takvimden 11-12 gün kısadır. Bu nedenle Kurban Bayramı her sene 11-12 gün daha erken kutlanır. Yaklaşık 33 senede bir bayramı aynı tarihlere tekabül eder.                                                                                                                                                  

Kurban'ın ıstılahı anlamı


Istılahta, yani bir İslam dini terimi olarak Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir.Kur'an'da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah'a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir. Kur'an 'da Hac Suresinde geçen şu ayet, kurbanın islam inancındaki yerini özetler:
"Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hacc 22/36;37)                                                                      

Bayram namazı[değiştir | kaynağı değiştir]

Bayram sabahı, Bayram Namazı kılınır ve Bayram hutbesi okunur. Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın son ikindi namazı dahil her farz namazdan sonra aşağıdaki teşrik tekbirleri okunur:
Allahü Ekber Allâhü Ekber Lâ ilâhe İllâllahü Vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve Lillâhi`l-Hamd

Çeşitli bölgelerde Kurban Bayramı kutlamaları


Türkiye[değiştir | kaynağı değiştir]

Güneş'in doğuşundan 45 dakika sonra bayram namazı kılınır ve kurban genelde ilk gün kesilir. Kesilen bu etin üçte biri akrabaya, üçte biri fakirlere dağıtılır. Kalan üçte bir ise kurbanı kesenindir. Kesilen kurbanın etinden yapılan yemekler bayram boyunca misafirlere ikram edilir. Tanıdık ve akrabalar ziyaret edilir, çocuklara harçlık ve hediyeler verilir. Çocuklar büyüklerinin elinden öper ve bayramda tüm küslükler son bulur.
Türkiye'de her yıl çok sayıda hayvan Kurban Bayramı esnasında kesilmektedir. 2012 verilerine göre Türkiye'de 753 bin büyükbaş ve 1 milyon 930 bin küçükbaş hayvan kurban edildİ.

Kur'an'da Anlatılan 'Kurban' Hikayesi

Kurban `Ben iki kurbanlıkın torunuyum diyen peygamberimize `VENHAR emriyle emredilmiş, biz kullara da Peygambere emredilen ibadet olarak vacip olmuştur.
Kurban bütün dinlerde olduğu gibi İslam’da da vacip bir ibadettir.
Biz Muhammed ümmetine Hazreti İbrahim’in sünneti olarak intikal etmiştir. Hanefilere göre kurban kesmek vacip, Şafilere göre de sünnettir.
Kurban Allah’a yaklaşmak için Allah için kan akıtmaktır. 
Kelime anlamı da Gurbiyyet’ten gelir.
Hazreti ibrahim’in oğlu İsmail’i Allaha kurban etmesi kur’an’da şöyle anlatılır.
Hazreti İbrahim Allah’a yalvarmıştır.
-Eğer bir erkek çocuğum olursa onu sana kurban edeceğim yarabbi
Zaman geçmiş ve hazreti İbrahim’in Hacer validemizden olma oğlu İsmail doğmuştur. İsmail biraz büyüyüp serpilince hazreti İbrahim’e rüyasında
-Ey İbrahim vaadini yerine getir.
Nidası gelmiştir. Hazreti İbrahim ilk rüyansın arkasından 100 koyun kurban etmiştir.
Ertesi gün rüyasında aynı nidayı duyunca Kurban sayısını ikiye kaylayıp 200 koyun 100 deve kurban eder.
Ertesi gece aynı nidayla karşılaşınca Hacer validemize İsmail’i giydirip kuşatmasını ister ve İsmail’e der ki;
-Oğlum ben seni rüyamda Allah’a kurban ederken görüyorum.
İsmail’in bu söze verdiği cevap çok anlamlıdır.
-Babacığım. Sen emrolunduğunu yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun.
Bu konuşmanın ardından Hazreti İbrahim oğlu İsmail’i yanına alarak Arafat dağına doğru yola çıkmıştır. Bugün şeytan taşlanan mıntıkaya geldiğinde şeytan İsmail’e vesvese vermekte ve ‘Baban seni kesecek İsyan et ve kaç’ demektedir. Vesvese vermekte ısrar eden Şeytana İsmail yerden aldığı taşı atarak cevap verir. Bugün hacı adaylarımız aynı noktada haccın bir rüknü olarak şeytan taşlamaktadırlar. 
Kurban Hac ibadetinin bir parçasıdır. Hali vakti olanlar da hacı adaylarının Arafat vakfesini tamamlamasından sonra bulundukları yerde Kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günlerinde Allah için kurban keserler. 
Kurban için zekat’ta olduğu gibi nisap miktarı aranmaz. 
Hali vakti yerinde olanlar da bir kurban keserek sorumluluktan kurtulamaz. Daha çok kurban kesmelidirler.
Kurban Bayramı İslamın yardımlaşma emrinin en iyi tezahür ettiği bir ibadettir. Allah için kurban edilecek. Kan akıtılacak ama fakir fukara da bu sayede et yüzü görecektir. 
Peygamberimiz Kurban’ın üçe bölünmesini, bir bölümünün evde ikinci bölümünün akrabaya ziyafet, üçüncü parçanın da fakir hakkı olarak dağıtılmasını emretmiştir. 
Kurban olacak hayvanlar erkek koyun, keçi, sığır, manda, bizon deve ve geyik gibi hayvanlardır.
Tavuk, Horoz, Kaz gibi hayvanlardan kurban olmaz.
Kurban edilecek hayvanın küçük baş ise 1 yaşını doldurmuş olması, büyük baş ise 2 yaşını aşmış olması gerekir. Devede bu sınır beş yaştır.
Bir gözü kör, dişleri olmayan ve görünen bir eksik uzvu olan hayvanlardan kurban olmaz.
Küçük başlar bir kişi için, büyük başlar 7 kişiye kadar ortak kesilebilir.