Kiss the rain -Yiruma ☆彡

27 Eylül 2016 Salı

İzmir Süslü Kadınlar Bisiklet Turu

 İzmir Süslü Kadınlar Bisiklet Turu ~ harikasınız, harika!
Neden Süslü Kadınlar Bisiklet Turu Yapıyoruz?
Çünkü kadınız, görünür olmak istiyoruz, görünür olamayan binlerce kadın var ülkemizde… Kadın, toplumda görünür olduğu sürece o toplum nefes alır! Kadın korkmadan dilediği kıyafetle yollarda olmalı, kadın toplumun her alanında görünür olmalı.
Bisiklet bireyin özgürlüğünü simgeler. Biz özgür bireyler olarak buradayız. Herkesin bireysel özgürlüklerine saygı istiyoruz.
Çünkü bisiklete saygı, kadına saygı, kadın bisikletliye saygı istiyoruz… İşte bu yüzden buradayız!
Güzel şehrimin güzel ve özel kadınlarının
 İzmir Süslü Kadınlar Bisiklet Turu'nda kalp şekli oluşturduğu Alsancak Cumhuriyet Meydanı'ndan bir kesit.
Kadının özgür olduğu, mitolojideki gibi; SMYRNA (Amazon Kraliçesi)nin adını aldığı kadının savaşçı ve dik duruşunu hala yansıtıyor olabilmesi, içtenliği, sevecenliği, güzelliği, kadın egemenliğinin hüküm sürdüğü bir şehre bürünmesi özel kılıyor belki de İzmir'imi. 

                                                              aynı masalı seyrettik
                                                              kaç kez gökyüzünde
                                                              her biri umudumun mucizesi
                                                              kaç yıldız güneşe inat
                                                              uyaksız yazdı aşkını aya
                                                              çaresiz ararken ay yıldızını
                                                              İzmir seni fısıldıyordu.

                                                              seni sevmek
                                                              tutunup mehtabın ışıltılı dansına
                                                              aşk diye kazımak özlemini
                                                              seni sevmek
                                                              yüreğimden havalanan
                                                              kelebek kanadına
                                                              aşk diye iliştirmek hasretini
                                                              seni sevmek
                                                              düşlerimin sonunda
                                                              Artemis ile Orion sevişmesi
                                                              Ege'nin sularında

                                                               İzmir hala seni fısıldıyor

                                                               ~Oya KARAEGE~

25 Eylül 2016 Pazar

Bedri Rahmi Eyüboğlu

Ruhu arafta kalan şairlerimizden Bedri Rahmi Eyüboğlu'nu  saygı ile anıyorum.

Güzel Sanatlar Akademisi'nde başlayıp Paris'te sürdürdüğü resim öğreniminin ardından yurda dönmüş ve yaşamı boyunca Güzel Sanatlar Akademisi'nde ders vermiştir. Yazma, gravür, seramik, heykel, vitray, mozaik, hat, serigrafi, litografi gibi birçok formlarda eserler üreten sanatçı, geleneksel süsleme ve halk el sanatlarında seçtiği motifleri yapıtlarında Batı’nın teknikleriyle birleştirerek kullandı. Şiirlerinde de halk kaynağından beslendi; masallardan, söylencelerden, türkülerden yararlanarak, doğa tutkusunu, insan sevgisini, yaşama sevincini, toplumsal sorunları yansıttı. En ünlü şiiri, Karadut adlı aşk şiiridir.
Milletvekili Mehmet Rahmi Eyüboğlu'nun oğlu, Türk aydınlanmasının öncülerinden Sabahattin Eyüboğlu ve ilk kadın mimarlardan Mualla Eyüboğlu'nun kardeşi, ressam Eren Eyüboğlu'nun eşidir.


  ~ KARADUT ~
Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.
Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade,
Her türlü dertten topyekün azade
Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan
Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
Sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum
Netmiş, neylemiş, nolmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun.

Şiirde “kadınım, kısrağım, karımsın” dediği kadın, karısı değildi. Bu şiir’i 3 yıl önce, bir başka kadın için yazmıştı. Mari Gerekmezyan için.


“Karadut”, Mari, 1946’da menenjit tüberküloz kaptı. İyileşebilmesi için antibiyotik lazımdı. Savaş yeni bitmişti ve ilaç ateş pahasıydı. Bedri Rahmi, genç sevgilisine ilaç alabilmek için tablolarını elden çıkarmaya başladı. Ancak bu çabalar da sonuç vermedi ve o yıl İstanbul Alman Hastanesi’nden Mari Gerekmezyan’ın ölüm haberi geldi.
Bedri Rahmi yıkılmıştı. Sevgilisini sonsuzluğa uğurladıktan sonra keder içinde eve döndü. O dönem içkiye başladı ünlü şair. 
“Hüzün Geldi” şiirinin elem dolu hikayesidir bu. O dönemin eseridir.

12 Eylül 2016 Pazartesi

Kurban Bayramı

                        
Istılahta, yani bir İslam dini terimi olarak Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir.Kur'an'da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah'a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir. Kur'an 'da Hac Suresinde geçen şu ayet, kurbanın islam inancındaki yerini özetler:

"Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hacc 22/36;37)              

Kur'an'da Anlatılan 'Kurban' Hikayesi

Kurban `Ben iki kurbanlığın torunuyum diyen peygamberimize `VENHAR emriyle emredilmiş, biz kullara da Peygambere emredilen ibadet olarak vacip olmuştur.
Kurban bütün dinlerde olduğu gibi İslam’da da vacip bir ibadettir.
Biz Muhammed ümmetine Hazreti İbrahim’in sünneti olarak intikal etmiştir. Hanefilere göre kurban kesmek vacip, Şafilere göre de sünnettir.
Kurban Allah’a yaklaşmak için Allah için kan akıtmaktır. 
Kelime anlamı da Gurbiyyet’ten gelir.
Hazreti ibrahim’in oğlu İsmail’i Allaha kurban etmesi kur’an’da şöyle anlatılır.
Hazreti İbrahim Allah’a yalvarmıştır.
-Eğer bir erkek çocuğum olursa onu sana kurban edeceğim yarabbi
Zaman geçmiş ve hazreti İbrahim’in Hacer validemizden olma oğlu İsmail doğmuştur. İsmail biraz büyüyüp serpilince hazreti İbrahim’e rüyasında
-Ey İbrahim vaadini yerine getir.
Nidası gelmiştir. Hazreti İbrahim ilk rüyansın arkasından 100 koyun kurban etmiştir.
Ertesi gün rüyasında aynı nidayı duyunca Kurban sayısını ikiye kaylayıp 200 koyun 100 deve kurban eder.
Ertesi gece aynı nidayla karşılaşınca Hacer validemize İsmail’i giydirip kuşatmasını ister ve İsmail’e der ki;
-Oğlum ben seni rüyamda Allah’a kurban ederken görüyorum.
İsmail’in bu söze verdiği cevap çok anlamlıdır.
-Babacığım. Sen emrolunduğunu yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun.
Bu konuşmanın ardından Hazreti İbrahim oğlu İsmail’i yanına alarak Arafat dağına doğru yola çıkmıştır. Bugün şeytan taşlanan mıntıkaya geldiğinde şeytan İsmail’e vesvese vermekte ve ‘Baban seni kesecek İsyan et ve kaç’ demektedir. Vesvese vermekte ısrar eden Şeytana İsmail yerden aldığı taşı atarak cevap verir. Bugün hacı adaylarımız aynı noktada haccın bir rüknü olarak şeytan taşlamaktadırlar. 
Kurban Hac ibadetinin bir parçasıdır. Hali vakti olanlar da hacı adaylarının Arafat vakfesini tamamlamasından sonra bulundukları yerde Kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günlerinde Allah için kurban keserler. 
Kurban için zekat’ta olduğu gibi nisap miktarı aranmaz. 
Hali vakti yerinde olanlar da bir kurban keserek sorumluluktan kurtulamaz. Daha çok kurban kesmelidirler.
Kurban Bayramı İslamın yardımlaşma emrinin en iyi tezahür ettiği bir ibadettir. Allah için kurban edilecek. Kan akıtılacak ama fakir fukara da bu sayede et yüzü görecektir. 
Peygamberimiz Kurban’ın üçe bölünmesini, bir bölümünün evde ikinci bölümünün akrabaya ziyafet, üçüncü parçanın da fakir hakkı olarak dağıtılmasını emretmiştir. 
Kurban olacak hayvanlar erkek koyun, keçi, sığır, manda, bizon deve ve geyik gibi hayvanlardır.
Tavuk, Horoz, Kaz gibi hayvanlardan kurban olmaz.
Kurban edilecek hayvanın küçük baş ise 1 yaşını doldurmuş olması, büyük baş ise 2 yaşını aşmış olması gerekir. Devede bu sınır beş yaştır.
Bir gözü kör, dişleri olmayan ve görünen bir eksik uzvu olan hayvanlardan kurban olmaz.
Küçük başlar bir kişi için, büyük başlar 7 kişiye kadar ortak kesilebilir.