Aşure Günü
Aşure… Muharrem ayının onuncu günü...
Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…” (Müslim, “Sıyâm”, 202)
“Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım.” (Tirmizî, “Savm”, 48)
Hazreti Aişe (r.ah) İslâm öncesinde, Mekke halkının oruç tutmakta olduğu aşure gününde peygamberimizin de oruç tuttuğunu bildirmekte... Allah Rasulü Medine’ye hicret ettikten sonra da bu orucu tutmuş ve müminlere de onuncu günü ile birlikte, bir gün öncesi veya sonrası ile oruçlu olmalarını tavsiye etmiş... (Ahmed b. Hanbel, VI, 244)
Aşurenin içinde yer aldığı Muharrem ayı da, aynı zamanda Hz. Peygamber (sav)’in torunu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu 70’den fazla insanın siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da şehid edilmesi nedeniyle Müslümanların ortak hafızasında büyük bir acının tarihidir. Kerbela’da acımasızca şehit edilen Hz. Hüseyin ve arkadaşları, bu hadisedeki asil duruşu ve haksızlıkla karşısındaki onurlu mücadelesi ile bütün müminlerin gönüllerinde taht kurmuş, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler ise insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmiştir.
Aşure paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve sevginin ifadesi, bolluk ve bereketin simgesidir. Aşurenin bu mecazî anlamı toplumumuz için bugün her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır. Milletimiz, asırlardır sürdürdüğü gelenekle bugün de; “farklılıkların ahenk içindeki ortak tada katkı sağlamaları”, “birlik” gibi kültürümüzün özünde hep var olan güzellikleri devam ettirme bilinci ile birbirinden farklı tatları aynı kazanda kaynatıp, aşure aşı yapmaya, birlikte yaşamanın sembolünü tadarken muhabbeti paylaşmaya devam etmektedir.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
AŞURE YAPMANIN PÜF NOKTALARIDİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
Aşure gerek içine katılan gerekse süslemesinde kullanılan malzemeler açısından sınır tanımaz geleneksel bir tatlıdır.Aşurenin ana malzemesi;buğday,nohut,kuru fasulyedir.İçine konulan malzemeler yöre yöre farklılık gösterebilir.Anadoluda bazı şehirlerde tattığım ve tuz eklenmiş aşurelere alışamadım bir türlü.
Aşure tamamen sizin arzunuza ve damak tadınıza göre yapabileceğiniz;komşulara,çevrenize hayır olarak dağıtabileceğiniz,manevi haz taşıyan geleneksel bir tatlıdır.
Yıllardır aşure yaparım ve oldukça beğeni alırım.Sizlere ilk kez tarif vermeden iyi ve lezzetli aşure yapmanın püf noktalarını paylaşacağım.Göz kararı yapmaya alıştığım için sabit ölçüler veremiyorum ne yazık ki!
Öncelikle tüm bakliyatları bir gece öncesinden ıslatmalıyız.Ben buğdayı iyice yıkadıktan sonra ıslatmadan düdüklü tencere koyup bolca su ekleyerek ,düdüklünün tıslama sesinden sonra ocağı kapatıp bu şekilde sabaha dek buğdayın şişmesini sağlıyorum.Sabah sıcak su ekleyerek buğday iyice özleşene dek iyice pişiriyorum.Siz de denerseniz aradaki farkı görebilirsiniz.
Nohut ve kuru fasulyeyi,pişme dereceleri farklı olduğundan ayrı ayrı düdüklü tencerede haşlıyoruz.
Diğer bir yanda kuru kayısı,kuru üzüm ve arzu ettiğiniz diğer meyveleri bir tencereye alıp kaynatıyoruz.
Buğday iyice yumuşadığı zaman nohut ve fasulyeyi ekleyerek tekrar sıcak su ilave ediyoruz.Bir süre kaynattıktan sonra toz şekeri ekliyoruz.Kısık ateşte pişerken haşladığımız meyveleri ekleyerek bir süre daha pişiriyoruz.Aşurenin koyu renk almaması için meyvelerin suyunu eklemeyin.
Ben,aşure ve irmik helvasında gül suyu kullanırım.Eğer siz de düşünürseniz sentetik olmayan gül suyu alarak;aşure tamamen piştikten ve demlendikten sonra bir tatlı kaşığı ekleyebilirsiniz.
SÜSLEME
Arzunuza göre çeşitli malzemelerle aşureyi süsleyebilirsiniz.Ben;bir tavada bolca susam,ceviz kırıkları ve tuzsuz badem karışımını kısık ateşte kavurarak hazırlıyorum.Aşureyi kaselere paylaştırıp,bir süre beklettikten sonra süslüyorum.Nar aşurenin baştacı.Nar da ekleyerek aşurelerimizi servise hazırlıyoruz.
Not:Aşureyi pişirirken dua ederek ve dilek dileyerek hazırlarsanız aşureniz daha bereketli ve daha lezzetli olacaktır.Allah kabul etsin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder