Arkadaşlar, rica ediyorum, ne olur en azından hemcinslerim bu günün ifade ettiği anlam ve değerini idrak ediniz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü,"KUTLAMA" değil, "ANMA" günüdür!😥
~~ TARİHÇE ~~
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere müdahalesi ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Arkadaşlar, tarihçeden de anlaşıldığı üzere bu özel gün "kutlama" değil, "anma" günüdür! Lütfen rica ediyorum günün anlamını ve tanımını idrak edelim.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Arkadaşlar, tarihçeden de anlaşıldığı üzere bu özel gün "kutlama" değil, "anma" günüdür! Lütfen rica ediyorum günün anlamını ve tanımını idrak edelim.
Güçlü bir toplum yaratıp bu toplum içerisinde yaşamak istiyorsak; kadını ve erkeği eşit tutmalıyız. Kadını ikinci plana atarak, onu değersizleştirerek, toplumdan sıyırarak değil, başarılarını takdir ederek, istihdam sağlayarak toplumun içinde bir birey olarak var etmeliyiz. Ayrıca kadınlar korunmaya muhtaç varlıklar değillerdir. Erkeklerin bu kavramı algılamaları gerekir. Kadınlar kendilerini ifade edebilir, koruyabilirler.
Erkek egemen bir toplumda yaşıyor olmak ve bunun dezavantajlarını yaşamak çok zordur biz kadınlar için. Hem de çoook...
Yeri geldiğinde en kutsal varlık olan "ana" olmak fakat en çok da psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmak da ne acıdır oysa...
Son yıllarda gözlemlediğim "acı" durum şudur kadın gözüyle; kimi kadın sokak ortasında öldürülür, kimi eşinin zulmünden boşanmak isterken öldürülür, kimi töre cinayetine kurban edilir, kimi iş yerinde tacize uğrar, kimi okulda tacize uğrar, kimi platonik aşka karşılık vermediği için kaçırılır, dövülür, zulmedilir, bu da yetmediği gibi öldürülür...
Sanırım yazmaya devam etsem kelimeler kifayetsiz kalır bunca acıya, acı yüklü yaşanmışlıklara. Kim diyebilir ki yazdıkların abartı, gerçek dışı, kim?... Her gün ama her gün gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine manşet olan vahim acıları nasıl görmezden gelebiliriz, nasıl?
Türk kadını cefakardır, vefakardır, hayatının özünde vardır emek. Evine emek verir, çocuğuna emek verir, kocasına emek verir, tarlada çalışır, iş hayatında çalışır emekçi olur yaşamı boyunca.Tek istediği belki de emeklerinin karşılığını sevgiyle, değerle ve hakkıyla alabilmektir ömrü boyunca. Yeri geldiğinde hakkını savunabilmektir.
Erkek egemen bir toplumda yaşıyor olmak ve bunun dezavantajlarını yaşamak çok zordur biz kadınlar için. Hem de çoook...
Yeri geldiğinde en kutsal varlık olan "ana" olmak fakat en çok da psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmak da ne acıdır oysa...
Son yıllarda gözlemlediğim "acı" durum şudur kadın gözüyle; kimi kadın sokak ortasında öldürülür, kimi eşinin zulmünden boşanmak isterken öldürülür, kimi töre cinayetine kurban edilir, kimi iş yerinde tacize uğrar, kimi okulda tacize uğrar, kimi platonik aşka karşılık vermediği için kaçırılır, dövülür, zulmedilir, bu da yetmediği gibi öldürülür...
Sanırım yazmaya devam etsem kelimeler kifayetsiz kalır bunca acıya, acı yüklü yaşanmışlıklara. Kim diyebilir ki yazdıkların abartı, gerçek dışı, kim?... Her gün ama her gün gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine manşet olan vahim acıları nasıl görmezden gelebiliriz, nasıl?
Türk kadını cefakardır, vefakardır, hayatının özünde vardır emek. Evine emek verir, çocuğuna emek verir, kocasına emek verir, tarlada çalışır, iş hayatında çalışır emekçi olur yaşamı boyunca.Tek istediği belki de emeklerinin karşılığını sevgiyle, değerle ve hakkıyla alabilmektir ömrü boyunca. Yeri geldiğinde hakkını savunabilmektir.
Zordur kadın olmak zor...
Rahmetli Duygu Asena 30 yıl önce "Kadının Adı Yok" diyerek dile getirdi birçok kadının dramını.Peki 30 yıl sonra ne oldu dersiniz? Ya da başka bir deyişle ne değişti ki? Hınca hınç beterin beterini yaşadı bu kadınlar, hem de çoğu zaman gözler önünde göz göre göre...
Bu ülkede "KADININ ADI YOKKK!!!" Bu derece vahim ve bir o kadar da can alıcı bir durum evet üzülerek söylüyorum.
Geçen yıl "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" yazıma bir göz attım.Yazık ki tüm olumsuzlukların ve acıların kat be kat arttığını bir kez daha gördüm bunca cinayet, taciz ve tecavüz vakalarının yaşandığı ülkemizde.
Bir kadına cinsiyeti sırf "kadın"olduğu için yöneltilen cinsel, fiziksel veya psikolojik şiddet ne yazık ki acıların en büyüğüdür.
Türk Ceza Kanunu'ndaki hukuksal düzenlemelerin tekrar gözden geçirilmesini ve bu konudaki cezaların en ağır şekilde uygulanmasını talep ediyorum ki vahşi insanlara caydırıcı bir uygulama olsun! Her ne kadar "mucize"beklemekle eş değerse belki de bu temenniler.
Türk Ceza Kanunu'ndaki hukuksal düzenlemelerin tekrar gözden geçirilmesini ve bu konudaki cezaların en ağır şekilde uygulanmasını talep ediyorum ki vahşi insanlara caydırıcı bir uygulama olsun! Her ne kadar "mucize"beklemekle eş değerse belki de bu temenniler.
Hayatın tüm zorluklarına göğüs geren, ezilen, belki de kendi devrimini yaşatabilmek adına soğuk silahın namlusunu boğazının derinliklerinde hisseden ama yine de haklı mücadelesinden asla ama asla vazgeçmeyen cesur, akıllı, yürekli, direniş ruhuna sahip kadınların yüreğinden öpüyorum! yüreğindennn. Hatırlatırım ezilen kadının eğitimlisi ya da eğitimsizi olmaz.
Kutlamak"nedir? kelime anlamıyla...
(mutlu bir olaya sevinildiğini, söz, yazı veya armağanla anlatmak, tebrik etmek)
Tüm anlatımlarıma rağmen kutlanıyorsa "acılarımız" hadi kutlayabilene aşk olsun!
(mutlu bir olaya sevinildiğini, söz, yazı veya armağanla anlatmak, tebrik etmek)
Tüm anlatımlarıma rağmen kutlanıyorsa "acılarımız" hadi kutlayabilene aşk olsun!
~ Emire Nişli~