Kiss the rain -Yiruma ☆彡

17 Mart 2017 Cuma

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ

Bugün Çanakkale Zaferi'nin 102. yıl dönümüdür.

Çanakkale Zaferi'ni hatırlatmak ve o dönemlerde içine düşülen sıkıntı ve buhranı unutmayarak, birlik beraberlik içinde yaşamamızın önemini bir kez daha belirtmek istedim ki özellikle gençlere ilham olsun değerlerimiz. Tarihimizi, ecdadımızı, zaferlerimizi nesillerimize anlatmalı, yaşamalı, yaşatmalıyız.

 102 yıl önce bağımsızlığımız adına; kadınıyla, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla, dini, mezhebi ne olursa olsun tek yürek olup, vatan uğruna gözlerini kırpmadan ölüme koşan yüz binlerce canın kıymetini bilmek, onları anlatmak gençlerimizin daha güçlü, daha şuurlu olmalarına bir nebze olsa da katkı olabilir belki de...
Üzerinde yaşadığımız yüce toprak uğruna 253 bin şehit verdik. 

Ya şehit onbaşı Seyit'in büyük bir coşku ve heyecanla defalarca okuduğu "Ulu ve yüce Allah'tan başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur " duası ile "257" okkalık top mermisini kucaklayıp omza alması ve demir basamakları tam 3 kez inip çıkması mucizelerin en büyüğü değil midir? Yaradanın o haykırışa ilahi bir mucizesi değil midir?
Bu onurlu mücadelede askerlerimizin galibiyeti ve düşman devletlerinin geri çekilmesi sonucunda Çanakkale Zaferi bir efsane oldu. 
Şehitlerimizin ruhları şad olsun! Allah onlardan razı olsun!        
                                                          NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !!!          
KENDİ CENAZE NAMAZINI KILDILAR
Bütün dudaklar kıpır kıpır dualar okuyor,  kelime-i şehadet getiriyor. Süre uzuyor. Yüzbaşı erlere sesleniyor...
"Yavrularım... Aslanlarım... Biraz sonra Cenab-ı Rabb'ül Alem'in huzuruna varacağız. Abdestsiz gitmeyelim... Haydi !
Tüfeklerimizin kabzalarına ellerimizi sürüp, hep beraber teyemmüm edelim..."
Teyemmüm edilir... Bekleme devam etmektedir. Biraz sonra Yüzbaşı;
" Çocuklarım... Sanıyorum biraz daha bekleyeceğiz...Önümüzde biraz daha zaman var. İleride arkadaşlarımız şehit oluyor."
Hem onlar için, hem de vakit varken, kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım."

" Kabe Karşımızda... "
Arkadan Of'lu Ali çavuş bağırır. " ER KİŞİ NİYETİNE... 

"Rabbim onlardan ebediyen razı olsun. Ruhları şad mekanları cennet olsun.
~SEYİT ONBAŞI~
Çanakkale Savaşları'nda Deniz Savaşları sırasında Seddü'l- bahir açıklarında bulunan düşman gemileri Morto Koyu ile Seddü' l- bahir tepesini sürekli bombardıman altına almışlardı. Türk mukavemeti gittikçe azalıyordu. Kendilerini Allah' ın koruyuculuğuna bırakan Türk birlikleri şehitlik mertebesine ulaşmayı arzu edercesine, kaçmak yerine son gayretleriyle mücadele ediyorlardı. Bu sırada bir İngiliz gemisinden atılan büyük bir bomba Morto Koyu sırtlarındaki bir topçu birliğimizi toptan imha etti. İçlerinden yalnızca Seyid Ali Çavuş kurtulmuştu. Çavuş etrafındaki manzara karşısında duyduğu ızdırap ile dünyada eşine az rastlanacak bir olay gerçekleştirdi. 

Duyduğu acı ile normalde üç kişinin zor taşıdığı  257  kiloluk bombayı yerinden tek başına kaldırdı, taşıdı, topun namlusuna sürdü ve ateşledi.  Bu mermi gideceği yeri de biliyordu.  Queen Elizabeth gemisinin bacasından içeri girdi ve gemi ortadan ikiye ayrılarak battı. Burada, 257 okkalık bir mermiyi kaldırarak olağanüstülük gösteren  "Seyit Ali Onbaşı " ile ilgili menkıbeyi Mehmet İhsan GENİŞÇAN, eserinde şöyle anlatıyor: 
" Ne hikmetse bataryada tek top ayakta kalabilmiş,  fakat onun da vinci kırılmış olduğundan mermileri namluya sürülemiyordu.  Yüzbaşı Hilmi Bey,  etrafından birilerinden yardım alabilmek düşüncesiyle bataryadan uzaklaştığı sırada " Niğdeli Ali  "ile " Koca Seyit " ümitsiz ve perişan ne yapacaklarını düşünüyorlardı. " Ulu ve yüce Allah' tan başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur. " duası  Seyit' in ağzından nûr tanesi gibi dökülmeye başladı. Seyit Ali, bu duayı defalarca okudu. Bu yakarış şüphesiz hiç kimseninkine benzemiyordu.  Aşk ile kendinden geçmesi ve '257 'okkalık top mermisini kucaklayıp omzuna alması bir oldu. Demir basamakları tam üç kez inip çıktı. Yanında bulunan Niğdeli Ali,  Seyit ' in göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret ve dehşet içinde kalıyordu. Topun namlusuna sürülen üçüncü mermi savaşın kaderini böylece değiştiren olayı yaratmış ve İngilizler' e ait " Ocean " isimli zırhlı, bu merminin isabetiyle korkunç yara almıştır. Aynı gün geç saatlerde Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa, ödül olarak Seyit' e onbaşılık rütbesini verdi.  Merminin bir defada kendi huzurunda kaldırılmasını istedi. Bunun üzerine Seyit Onbaşı, Cevat Paşa' ya şu cevabı verdi: "  Ben bu mermileri kaldırırken gönlüm,  Allah'ın feyziyle doldu.  Ancak bu kuvvetin sırrı o anda bana  Allah' ın ihsan ettiği bir vergi idi. Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir makama varmışsam bu dua ve rıza ile olmuştur. Ancak şimdi kaldırmam mümkün değildir kumandanım.

“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. 
Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız.Huzur ve sessizlik içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır.Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Çanakkale’de ölen düşman askerlerinin ailelerine hitaben, Atatürk’ün söyledikleri...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder